Ayşe Nur Sarı’nın Ressamlık Yolculuğu

Düzce’de lisede makine bölümünden mezun olan Ayşe Nur Sarı, bu alanda ilerlemek yerine çocukluk hayalinin peşinden giderek ressamlığa yöneldi.
Lise öğrenimini kentteki bir özel okulun makine bölümünden mezun olarak tamamlayan 22 yaşındaki Sarı, resim tutkusunu akademik boyuta taşımak istedi.
Düzce ÜniversitesiSanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Resim Bölümü’nü kazanan Sarı, henüz 2. sınıfta olmasına rağmen hiperrealist (yüksek çözünürlüklü fotoğrafa benzeyen resim türü) tarzdaki başarılı eserleriyle bölüm akademisyenlerinin ilgisini çekti.
Sarı’nın “Yalnız Oyuncak” temalı serisinin ilk tablosu, güzel sanatlar fakültesi öğrencileri ve mezunlarına eserlerini sergileme, koleksiyonculara ulaştırma ve sanatseverlerle buluşturma imkanı sunan “Bazaart 2025 Projesi” kapsamında bu yıl İstanbul’da düzenlenen yarışmada 1500 eser arasından ikinciliğe layık görüldü. Yarışmanın ardından girişimci ve küratör Dila Kabakçı, tabloyu satın alarak seçkisine ekledi.
Sarı, hiperrealist çalışmalarını çeşitli ortamlarda sergilemenin yanı sıra internet üzerinden sanat meraklılarına ulaştırıyor.
Düzce’de gençlik merkezi gönüllüsü de olan Sarı’nın 2’şer eseri Atatürk Devlet Hastanesi Muncurlu Yerleşkesi Çocuk Acil Servisi ile BahçeşehirSpor Kompleksinin, bir çalışması Düzce Gençlik Merkezinin duvarlarını süslüyor.
“Resme ilgim çocukluk yıllarıma dayanıyor”
Ayşe Nur Sarı, AA muhabirine, resme ilgisinin çocukluk yıllarına dayandığını söyledi.
Ana sınıfına gitmeden önce resim çizdiğini bildiğini belirten Sarı, “Annem resim boyama kitapları alarak bana nasıl boyayacağımı gösteriyordu. Sanırım bu yetenek anne tarafından geliyor. Ailemde ressam ve resim öğretmeni olanlar var.” dedi.
Sarı, ilk önce kuru kalemle resim yapmaya başladığını dile getirerek, anaokulunda suluboya, pastel ve karakalemle tanıştığını, ilk ve ortaokulda da sürekli bir şeyler çizip boyamaya devam ettiğini anlattı.
Lisede ise annesinin isteğiyle makine bölümü okuduğunu aktaran Sarı, “Aslında birçok hocam anneme güzel sanatlar lisesinde okumam gerektiğini söylemişti ama annem kabul etmemişti. Ben de o zaman anneme üniversitede güzel sanatlar okuyacağımı söyledim. Artık kendisi de bana destek veriyor.” diye konuştu.
Sarı, resim yaparken başka dünyalara yolculuk yaptığını belirterek, “Bir şeyleri izleyerek tuvale dökmeyi çok seviyorum. Mesela yolda gördüğüm yaşlı bir adam. Onun o yaşanmışlık serüveni ve detayları beni alıp götürüyor. Resim çizmek değil de hayatla bunu birleştirmek çok hoşuma gidiyor. Zaten hiperrealist, yani gerçekçi çalışıyorum.” ifadelerini kullandı.
Suluboya, kuru kalem, akrilik, yağlıboya gibi birçok teknikle çalıştığından bahseden Sarı, çocukluğundan bu yana 800’ü aşkın eser ortaya çıkardığını kaydetti.
“Eserlerimle çocukların ve gençlerin gönlüne dokunmak hoşuma gidiyor”
Sarı, aldığı resim taleplerine yetişmeye çalıştığını ifade ederek, büyük şehirler başta olmak üzere birçok yerde eserlerinin olduğunu, hem sosyal medyada hem de bulunduğu sanat ortamları aracılığıyla kendisine ulaşıldığını söyledi.
Düzce Gençlik Merkezinde gönüllü olarak görev aldığını ve sosyal sorumluluk projelerine katıldığına aktaran Sarı, “Çocuk hastaneleri başta olmak üzere kamu kurumlarının duvarlarına resimler çiziyorum. Eserlerimle özellikle çocukların ve gençlerin gönüllerine dokunmak hoşuma gidiyor.” dedi.
Haber Kaynak : SONDAKIKA.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”